5 Aralık 2012

 
Bir yılbaşı promosyonu olarak verilmişti galiba. Eski halini sevmiyordum ama atamıyorum ya, biraz çalıştım üzerinde.Sonunda istediğim gibi oldu kalemliğim.
 
 
Kutudaki cipsleri yiyelim ama kutularını atmayalım, çünkü sonra çok işe yarıyorlar.
 
 
 Bu bir kahve kutusu,üstünde mağazanın kendi renklerinin olduğu teneke kutu. Güzel olmamış mı?
 
 
 
 
 

4 Aralık 2012

                 Kaç yıllık kumaşlar hatırlamıyorum.Kimi kızımın elbisesi, kimi pantolon, bazıları mutfak örtüsü. Kesip dikip işlediğim iş çantam.Çalışma odamın demirbaşı.


                                   Bakalım ne olacaklar, sonra paylaşacağım bitmiş hallerini.

                                                    Küçük elbiseler dikiyorum bu aralar


                    Makaslara cep yaptım. Şimdilik bu kadar.Ama devamı çok daha güzel olacak..

2 Aralık 2012

Uzun zaman oldu biliyorum.Çok yoğun heyecanların, koşuşturmaların içinden geçtik bu yaz.Çok uzun zamandır belki de görebiliyorduk yaşayacağımız bu günleri.Hayal ettik hepimiz kendimizce.Tüm hayallerimiz birleşti gerçek oldu.İnsan nelermi hissediyor derseniz, hani derler ya koltuklarımız kabarmadı değil .Çok mutlu olduk.İnsanın evladıyla gurur duyması başka birşeymiş.Onu ilk defa okula götürdüğümüzde ana sınıfı öğretmenini sessizce kenera çağırmıştı babası.Genç ve başarılı bir öğretmendi şaşırmıştı biraz.Bakın demişti eti sizin kemiği bizim demeyeceğim size çünkü o bizim kıymetlimiz.Onu size emanet ediyorum demişti.Kızcağızın yüzü bir gitti geldi.Aylar geçti sık sık gidip konuşuyorum Banuydu adı öğretmeninin.Ben ondan çok umutluyum demişti, o çok iyi yerlere gelecek.Garipsemiştim çünkü çok küçüktü daha.Ama sonra (birkaç öğretmen değiştirerek okudu ilkokulu) tüm öğretmenlerinden aynı övgüleri aldı.Yani çizgisini belli etmişti aslında. Ama sonuca ulaşmak o duyguyu yaşamak başka birşeymiş.Hayatım boyunca unutamadığım en önemli anlarımdan say deseniz çocuklarımın doğumunun hemen yanında yer alır sınavdan çıktığımız dershaneye gittiğimiz o gün.Çok heyecanlıydı anne ben gelmeyeceğim dershaneye dedi.Biz babasıyla gittik kapıda sınav kitapçığını elimden kaptılar. Sırayla öğretmenler geliyor işaretliyor yüreğim ağzımda elim ayağım titriyor.Hangi öğretmeniydi bilmiyorum bir yanlışı var dedi boynuma sarıldı ikimizde ağlıyoruz.Gözlerim eşimi aradı bir an. Bir koltuğa çökmüş oda ağlıyor.Birkez daha gurur duyduk onunla.Sonra sonuçların açıklanmasını bekledik.Nasıl bir sukunetle bekledi anlatamam.Ama o son an heyecandan ölecek.Biz bakıp söylüyoruz ve kollarımda hıçkırarak ağlıyor.Uzun bir süreçti okula yerleşinceye dek geçirdiğimiz zaman.Son ana kadar heyecan yaşadık yani. Ve sonunda hayali gerçekleşti.O artık en çok istediği yerdeydi, Kabataşlıydı yani..Bu kezde  ayrılık çanları çalmaya başladı.Arada bir içim yanmaya başladı, boğazım düğüm düğüm.Sonunda sayılı gün geldi onu okuluna götürdük, yerleştirdik ve bırakıp geldik.Yukarıya çıktım ışıklar kapalı eşimi gördüm yatağının kenarına oturmuş ağlıyor.Gitmedim yanına. Sessizce uzaklaştım.Sonra ben girdim odasına kokladım odasını, dolabını. Kızım gibi kokuyor dedim kendi kendime ve eşime yakalandım. Bir müddet sarıldık sessizce ağladık. Gitmişti işte.Biliyorum sıksık geleceki yine benim küçük cadı kızım olacaktı ama yanıyor işte insanın içi.Umarım herşey gönlünce olur,yolun hep ışıklı olsun birtanem. Biz hep bıraktığın yerde seni bekliyor olacağız.